Haber

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Canikli: “İhraç edilmeden önce kritik görevlerde bulunan generaller, albaylar ve diğer subaylar…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, “İhraç edilmeden önce kritik görevlerde bulunan generaller, albaylar ve diğer subaylar, emniyet müdürleri, emniyet müdürleri ve amirleri, hakim ve savcılar, hatta MİT mensupları görevlerine geri döndüler. Daha önce KHK ile 7’nci tablo tarafından ihraç edildiler, iade edilmek istediler.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, muhalefetin Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilenlerin görevlerine iade edilmesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı. CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, 7’nci tablonun tüm genel başkanlarının KHK ile ihraç edilen FETÖ’cüleri kamu görevlerine iade edeceklerini açıkladığını ifade eden Canikli, “Cumhuriyetten ihraç edilen binlerce hakim ve savcı FETÖ Terör Örgütü ile bağlantılı olduklarına dair Kanun Hükmünde Kararname ile kamuoyuna duyurulan, generaller dahil binlerce üst rütbeli subay ile binlerce yüksek rütbeli emniyet mensubunun 7’li tabloya göre eski görevlerine iade edilmesi planlanıyor. FETÖ bağlantılı onbinlerce üst düzey kamu görevlisinin Kanun Hükmünde Kararname ile önceki görevlerine hem Türk Silahlı Kuvvetlerinde hem de Emniyet Genel Müdürlüğünde, gerek Jandarma Genel Komutanlığında, yargı mensupları ve toplum nezdinde.Ayrıca görevine iade edilen FETÖ bağları, tamamlayamadıkları darbeleri tamamlamak için kripto FETÖ kalıntılarıyla kaldıkları yerden devam edeceklerdir. dediğinizi duymak üzereyim. Muhtemelen bazılarınız bunu ‘aşırı bir komplo teorisi’ olarak değerlendirebilir” dedi.

Kanun Hükmünde Kararname ile yaklaşık 130 bin kamu çalışanının kamu hizmetinden ihraç edildiğini belirten Canikli, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 150’si orgeneral olmak üzere 26 bin rütbeli, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden 38 bin personel, çoğunluğu polis, Jandarma Genel Komutanlığından 8 bin 523 rütbeli subay, işçi, İçişleri Bakanlığından 622 memur ve yargıdan 4 bine yakın hakim ve savcı ihraç edildi, bunların yaklaşık yüzde 20’si daha sonra Devlet tarafından görevlerine iade edildi. OHAL Komisyonu ve mahkemeler KHK ile ihraç edilen yaklaşık 55 bin FETÖ’cü de suç duyurusunda bulundu.50 bine yakın FETÖ mensubunun sabıkası yok.7’li tablo başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere defalarca açıkladı KHK ile ihraç edilen, rastgele bir ceza davasında hüküm giymemiş tüm FETÖ’cüleri işe iade edecekler.Kemal Kılıçdaroğlu Bu açıklamaları internette rahatlıkla bulabilirsiniz. Bu kapsamda 7 şubeli tablonun eski görevlerine döndürmeyi planladığı FETÖ iltisaklılarının sayısı 50 bin civarında. Yani FETÖ bağlantılı binlerce subay-astsubay, binlerce hakim-savcı, binlerce üst düzey polis ve yüzlerce mülki idare valisi, valisi ve diğer kamu görevlisi kamu görevinden ihraç edildi. Kanun Hükmünde Kararnameler ile cezai kovuşturmalardan hüküm giymeyenler, 7’nci tablo tarafından eski görevlerine başlanmak isteniyor. . Yani ihraç edilmeden önce kritik pozisyonlarda bulunan generaller, albaylar ve diğer subaylar, emniyet amirleri, emniyet amir ve müfettişleri, hakim ve savcılar ve hatta MİT mensuplarının görevden alınmadan önce görevlerine iade edilmeleri isteniyor. bir kanun hükmünde kararname. Kısa keselim. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında sınır bölgelerindeki askeri birlik ve karakol komutanlarının çoğu FETÖ terör örgütüyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle KHK ile görevden alındı. Ayrıca personel, bilgi işlem, istihbarat ve askeri operasyonlar gibi kritik birimlerde askeri karargâhlarda görev yapan FETÖ görevlilerinin TSK ile irtibatı kesildi. Şimdi düşün. KHK ile kamudan ihraç edilen ancak sabıka kaydı bulunmayan FETÖ mensubu subaylar, 7’nci cetvelle Irak ve Suriye uçlarında bulunan askeri birlik ve karakol komutanlıklarına; Genelkurmay Başkanlığı ve Kuvvet Komutanlıkları da dahil olmak üzere tüm karargahlarda istihbarat, bilgi işlem, askeri operasyon ve planlama gibi kritik görevlerde işçi alımı yapılacak. İtiraf ettikleri için hüküm giymeyen veya çok küçük cezalara çarptırılan yüzlerce FETÖ üyesi pilot, görevlerine geri dönecek ve yeniden uçak ve helikopter kullanmaya başlayacak. FETÖ’nün tank subaylarının da tankları geri verilecek. Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nda da benzer bir gelişme yaşanacak ve 7’nci masada cezai hüküm giymemiş FETÖ mensubu subaylar görevlerine iade edilecek. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde de benzer bir tablo ortaya çıkacaktır. Güvenlik istihbaratında görev yapan çok sayıda il emniyet müdürü, il emniyet müdür yardımcısı, şube müdürü, emniyet müdürü, başmüfettiş ve her kademeden polis memuru 7’nci cetvelle göreve iade edilecek. İçişleri Bakanlığı bünyesinde valiler ve mülki müfettişler de dahil olmak üzere yüzlerce FETÖ bağlantılı mülki idare amirinin 7’nci tablo ile görevlerine iade edilecek. KHK ile ihraç edilen ancak ceza davalarında hüküm giymemiş binlerce FETÖ’cü hakim ve savcı 7’nci tablo ile eski görevlerine iade edilecek. FETÖ’cü örgütler rastgele bir direnişle rekabetten geri alınırsa, Anayasal Sisteme bağlı kalarak rahat durmalarını ve görevlerini yerine getirmelerini beklemek çok iyimser olur. 15 Temmuz öncesi iktidara gelir gelmez asker, polis ve yargı darbesi için harekete geçecekler ve Ergenekon-Balyoz polis ve yargısı tüm gücünü 17-25 Aralık polis ve yargısını bitirmek için kullanacak. ve 15 Temmuz askeri darbe girişimleri. Bu şekilde atanmak istenen FETÖ bağlantılı kamu görevlilerine karşı kurumlarında bir direniş olması kuvvetle muhtemeldir. Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ndeki hiçbir subay ve polis, kendilerine silah doğrultan, helikopterlerle bombalayan, terör örgütü mensuplarına ateş açan FETÖ terör örgütü mensuplarını kabul etmek ve onlarla çalışmak istemez. uçaklar ve yüzlerce yoldaşını öldürdü. Bu nedenle bu kurumlarda iç çatışma olasılığı son derece yüksektir. Yargı camiasında da benzer bir çatışma yaşanabilir. 7’li masanın şımarttığı ve cesaretlendirdiği başta PKK olmak üzere diğer terör örgütlerinin sokaklara dökülmesiyle, yukarıda belirtilen kurumlardaki çatışmanın tüm topluma yayılması ihtimali bulunmaktadır. 7’li masaya dışarıdan destek veren, 7’li masaya yön veren ve 15 Temmuz darbe girişimine her türlü desteği veren ülke ve/veya ülkelerin belki de amaçlarından biri de böyle bir iç çatışmaya yol açmaktır. Türkiye’de. Bu değerlendirmeyi varsayımlara ve çıkarımlara dayalı olarak yapmıyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu ve 7’liler masası başkanları, alenen, ısrarla ve her yerde, hüküm giymemiş olanların tamamını görevlerine iade edeceklerini beyan etmektedirler. KHK ile kamudan ihraç edilen ve herhangi bir sabıka kaydı olmayan, yani 7’nci tabloyla göreve iade edileceklerine dair 50 bin FETÖ’cü var. Bunların ortasında binlerce memur, binlerce polis amir ve müdürü, binlerce hakim-savcı ve yüzlerce mülki idare amirinin bulunduğunu bir kez daha vurgulamak gerekir. Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere 7 kişilik sofra, hemen her gün bu 50 bin FETÖ’cünün tamamının görev yerlerine iade edileceğini haykırıyor.”

KHK ile ihraç edilen yaklaşık 100 bin FETÖ mensubunun ihraç kararının idare mahkemeleri tarafından tespit edilerek onaylandığını hatırlatan Canikli, “En çok sorulan ve kafa karıştıran konulardan biri de cezai kovuşturmadan hüküm giymemiş olanların neden ihraç edilmediğidir. KHK ile ihraç edilenlerin bir kısmı yargılanıp hüküm giymemişlerse veya hiç yargılanıp mahkûmiyetleri oluşmamışsa memuriyete iade edilmeleri gerekmez mi? ? Emsal sorular çok sık gündeme getiriliyor.Ceza davalarından hüküm giyip beraat etmeyenlerin görevlerine iade edilmemesi ilk bakışta haksızlıktır.Ancak konu daha detaylı incelendiğinde görülecektir ki; Kamu kurumlarına sızan FETÖ mensupları darbe girişiminin hemen ardından KHK ile memuriyetten ihraç edildikleri için memuriyetten ihraç süreci idari yargıya konu edilemedi. dava. Çünkü kanun hükmünde kararname çıkarma süreci bir yasama sürecidir, idari bir karar ve tasarruf değildir. Yasama işlemleri idari dava konusu olamayacağından KHK ile ihraç edilenler önce ihraç işleminin iptal edilmesi nedeniyle idari yargıya başvuramadı. Ancak daha sonra Olağanüstü Hal Kurulu kurulmuş ve Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden ihraç edilenlerin Olağanüstü Hal Komisyonuna başvurmasına izin verilmiştir. OHAL Komisyonu tarafından talepleri reddedilenlere idari yargıya başvurma imkânı da tanındı. Sonuç olarak KHK ile ihraç edilenlerin tamamına yakını önce Olağanüstü Hal Komisyonu’na, iade talepleri Olağanüstü Hal Komisyonu tarafından reddedilenler ise daha sonra idari yargıya başvurdu. Bu süreçte KHK ile ihraç edilenlerin yaklaşık yüzde 20’si Olağanüstü Hal Kurulu ve idari yargı tarafından işlerine iade edildi. Ancak hayatta kalanların işe iade talepleri idare mahkemeleri tarafından reddedildi. Yani idari yargı, memuriyetten ihraç edilmelerine yol açan sürecin hukuka uygun olduğuna karar verdi. İdare mahkemeleri, KHK ile ihraç edilen yaklaşık 100 bin FETÖ mensubunun kamu hizmetinden ihraç kararını doğru buldu ve onayladı. Sonuç olarak bu ihraçların tamamı yargının (idari mahkemeler) denetiminden geçmiş ve yargı kararı ile ihraçların hukuka uygun olduğuna karar verilmiştir. Bir kez daha tekrar edelim. Kanun Hükmünde Kararname ile memuriyetten ihraç edilenlerin tümünün süreçleri yargı tarafından incelendi ve onaylandı. İnceleme ve onay süreci doğal olarak idari yargı tarafından yürütülmüştür. Devlet memurluğundan çıkarma süreci idari bir süreç olduğu için bu konuyu inceleyecek mahkemeler idare mahkemeleri olacaktır. Bu bir ceza davası değildir ve ceza mahkemelerinin görev alanına girmez. Bu nedenle ceza yargılamasında hüküm giymemiş olanların işe iadesini talep etmek son derece anlamsız ve hukuken geçersiz bir yaklaşımdır. İdari bir süreç olan memuriyetten çıkarma işlemi cezai mahkûmiyet gerektiren işlemlerle yani elma ve armut birbirine karıştırılmamalıdır” dedi.

Devlet memurluğundan ihraç ve ceza kovuşturması

Devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiren bir fiilin bazen cezai kovuşturmayı gerektirebileceğini belirten Canikli, “Örneğin terör örgütüne üye olmak veya terör örgütlerine yardım ve yataklık etmek hem memuriyetten çıkarmayı gerektirir hem de Anayasa’ya göre suçtur. Türk Ceza Kanunu Hapis cezasını da gerektirir.Ceza kovuşturması gerektiren bir fiil her zaman cezai kovuşturma gerektirmez.Örneğin terör örgütleriyle iltisak ve iltisak fiilleri Türk Ceza Kanununa göre hata değildir. Terör örgütünü sevmek ve hakkında konuşmak, terör örgütüyle ilişki içinde olmak ve bunu ifade etmek “Siyasi partiye üye olmak fiilen devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiren bir fiildir. Ancak bir siyasi partiye üye olmak ceza mevzuatımıza göre kabahat teşkil etmez. Emsal örnekleri çoğaltmak mümkündür.” ifadesini kullandı.

Sıralı arama ve bylock aramaları

Canikli sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu kabul nedeniyle ihraç işlemleri yürütüldü. Ancak bazı mahkemeler peş peşe yapılan arama veya bylock konuşmalarını örgüt üyeliğine veya örgüte yardım ve yataklık yapmaya yeterli delil olarak görmedi ve mahkûmiyet kararı vermedi. kendisine arama izni verilmediği gerekçesiyle sıralı arama kaydı olan bir kişinin kamu hizmetine girmesi hem hukuka aykırıdır hem de Devlete Sadakat ilkesinin ihlali anlamına gelir. demokratik devletin, kamu görevlilerinin devletin temelini oluşturan anayasal ilkelere (Naidin /Romanya, B. No: 38162/07, 21.10.2014) bağlılık göstermelerini bekleme hakkı vardır. 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, Polis Özel Harekat Merkezi’ni ve diğer kamu binalarını ve Milleti bombalayan pilotlar ve Rusya Federasyonu Büyükelçisini katleden polis memuru. 15 Temmuz gecesi TBMM, Polis Özel Harekat Merkezi, Emniyet Genel Müdürlüğü ve çok sayıda kamu binasını bombalayan uçakları kullanan FETÖ mensubu pilotlar hakkında herhangi bir cezai kovuşturma yapılmadı. FETÖ ile ilişkileri sadece ardı ardına gelen aramalardan ve bylock konuşmalarından ibaretti. Darbe girişimi öncesi ardı ardına yapılan aramalar ve bylock konuşmaları istihbarat birimlerimiz tarafından deşifre edilmiyordu. Nitekim bu pilotların 15 Temmuz darbe girişiminden önce peş peşe yaptıkları aramalar ve bylock konuşmaları ortaya çıkarılsaydı bile terör örgütleriyle iltisaklı olmak görevden alınmaya yetmediği için bu pilotların görevlerine son verilmesi mümkün olmayacaktı. memuriyetten. Diğer bir ifadeyle, 15 Temmuz 2016 tarihinden önce terör örgütleriyle bağlantılı olmak mahkûmiyet aranmaksızın kamu hizmetinden ihraç edilmek için yeterli olsaydı, darbe girişimine karışan bu pilotların ve diğer subayların kamu görevlerine son verilecek ve darbe girişimi önlenmeyecekti. uygulamaya konulmuştur. Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’u öldüren polis memuru için de örnek bir değerlendirme yapılabilir. FETÖ terör örgütü mensuplarının kamu hizmetinden ihraç edilmeleri için mahkumiyet kararı aranmaksızın iltisak ve irtibat yeterli olsaydı, Andrey Karlov’un katili olan polis memuru memuriyetten ihraç edilebilirdi ve kamu gücü elinden alınabilirdi. İsimleri ve idari sicilleri kusursuz olsa bile örgütün talimatıyla hızla tehlikeli suçlulara dönüşebilirler. Bu nedenle Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen FETÖ terör örgütü mensuplarının mahkûmiyet olmaksızın görevlerine iade edilmesi, binlerce hatalı adayın yeniden devlet memuru yapılması, tüfek, tank ve uçakların teslim alınması anlamına gelmektedir. katliam yapacaklar bu serseri adaylara teslim ediliyor. FETÖ terör örgütü çok güçlü bir yabancı istihbarat örgütünün taşeronu olarak casusluk faaliyetleri yürüten bir örgüttür. Yaklaşık 40 yıl gibi uzun bir sürede büyük yatırımlar yaparak, taşeronluk yaptığı istihbarat teşkilatı adına Türkiye ve Türk Cumhuriyetlerinde derin casusluk faaliyetleri yürütmek üzere kurulmuş ve yetiştirilmiş bir teşkilattır. Kamuda hizmet veren teşkilat mensupları, Anayasal sistem içindeki hiyerarşik yapıdan değil, teşkilattan emir ve talimat almakta ve tereddütsüz yerine getirmektedir.

OHAL KHK’ları ile kamu hizmetinden ihraç edilen örgüt mensuplarının görevlerine iade edilmesini istediklerini belirten Canikli, “15 Temmuz darbe girişiminden birkaç gün sonra Cumhurbaşkanımızın önderliğinde milletimiz tarafından ağır istihbarat ve istihbaratla yenilgiye uğratıldı. FETÖ terör örgütünün çok daha büyük bir darbeye hazırlandığına dair bilgiler ortaya çıkmaya başladı.O dönemde FETÖ terör örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki binlerce kritik subayın varlığıyla yeniden darbe girişiminde bulunma kabiliyetine sahipti. FETÖ terör örgütüne mensup binlerce subay kamu hizmetinden çıkarılamazsa çok kısa sürede yeni bir darbe girişimi olabilirdi. Çok hızlı hareket etmek ve etkili adımlar atmak gerekiyordu. Ancak böylesine büyük bir tehlike, Anayasamızda olağanüstü hal ilan edilerek ve olağanüstü durumun sağladığı hukuki imkanlar kullanılarak bertaraf edilebilirdi. 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre sonra. 12 gün sonra 27 Temmuz 2016’da 668 sayılı KHK ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 149 general ve amiral, 1.099 muhtelif rütbeli subay ve 911 astsubay; Jandarma Genel Komutanlığı’ndan 10 general, 1.093 subay ve 268 astsubay kamu görevinden ihraç edildi. Bu ihraçlarla FETÖ terör örgütüne büyük bir darbe indirilmiş, örgüt Türk Silahlı Kuvvetleri içinde faaliyet gösteremez hale getirilmiştir. İhraçlar öncesinde OHAL KHK’ları ile örgüte iltisak ve iltisakı olanların ihraç edilmesine yönelik jenerik altyapı yeniden tesis edildi. 667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 669 Sayılı KHK ve müteakipleri ile kuruluşa insan ve mali kaynak sağlayan şirket, dernek, okul ve kuruluşlar kapatılarak Hazine’ye devredilmiştir. Çok hızlı alınan bu kararlar neticesinde örgütün kolu ve kanadı kırılmış, beklenen ikinci darbe teşebbüsü yapılamamış ve Anayasal Sistemimiz çökmekten kurtulmuştur. Terör örgütü ve arkasındaki büyük istihbarat teşkilatı, 40 yılda oluşturdukları ve büyük umut bağladıkları FETÖ terör örgütünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Milleti tarafından etkisiz hale getirilerek etkisiz hale getirilmesini beklemiyordu. Bu kadar kısa sürede Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri için bir tehdit. OHAL KHK’ları ile alınan etkili kararlar, düzenlemeler ve eylemler FETÖ terör örgütü ve destekçilerini şok etti. Terör örgütü mensuplarının ve küresel destekçilerinin FETÖ terör örgütüne karşı korkusuzca mücadele edenlere karşı öfke, saldırganlık ve alınganlığının kaynağı budur. Kemal Kılıçdaroğlu ve 7 kişilik tablo, FETÖ terör örgütünün başta Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Yargı olmak üzere Devletin tüm kurumlarına yeniden kazandırılması ve FETÖ terör örgütünün diriltilmesi amacıyla , OHAL KHK’ları ile kamuoyundan ihraç edildi. Örgüt mensuplarını eski görevlerine iade etmek istiyorlar.” – ANKARA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu